Prof. Dr. Gülfem Elif Çelik, “Astım hastası olan bir kişi evdeyse, hiçbir odada sigara içilmemelidir. Astım tedavi edilebilir bir hastalıktır ve hastaları mutlu edebilir” dedi. Çelik, astım hastalığı hakkında bilgi verdi. Astımın kronik bir hastalık olduğunu ve başladıktan sonra uzun süre devam edebileceğini belirtti.
Çelik, “Astımın en önemli belirtileri nefes darlığı, öksürük ve hırıltıdır. Astım genetik bir hastalıktır. Hastalarımızın ailelerine de baktığımızda, astım olan bir birey bulabiliyoruz. Ancak sadece ailede astım olması yeterli değildir. Özellikle çocukluk döneminde sigara dumanı, hava kirliliği ve solunum yolu enfeksiyonları gibi etkenlere maruz kalanlarda, genetik ve çevresel faktörler astımın ortaya çıkmasına sebep olur. Eğer nefes darlığı, öksürük ve hırıltı zaman zaman görülüyor, bazı dış uyaranlara bağlı olarak nefes darlığı hissediliyor ve bu durum tekrarlanıyorsa, bu astım belirtisi olabilir. Bu tür şikâyeti olan hastalarımızın mutlaka bir göğüs hastalıkları doktoruna gitmeleri gerekir. Bu hastalıkta erken tanı çok önemlidir” diye konuştu.
UYGUN TEDAVİ HANGİSİ
Çelik, Türkiye’de her 100 yetişkin vatandaştan 5-6’sının astım hastası olduğunu söyledi. Çelik, “Astım toplumda olumsuz bir algıya sahip bir hastalıktır. Ama aslında tedavide yaşanan gelişmeler sayesinde hastalık çok iyi bir noktaya geldi. Hastalarımıza en önemli tavsiyemiz, tedaviye başladıklarında ileride normal insanlar gibi her şeyi yapabileceklerini bilmeleridir. Uygun tedaviyle yaşam kalitesini çok artırabilir, hastalığın ilerlemesini durdurabiliriz. Doktora gitmeyen hastalarımızda ise hastalık ilerler. Bu durumda daha fazla ilaç kullanmak zorunda kalırlar. Bu durum çok az sayıda hastamızda görülüyor. Çoğu hastamız hastalıklarını iyi şekilde yönetiyorlar” dedi.
Çelik, tedavi seçeneklerini anlattı. Çelik, “Tedavi denildiğinde ilk akla gelen ilaçtır. Ülkemizde çok iyi ilaçlar var, bu konuda şanslıyız. Etkili tedaviler uyguluyoruz. Bunun yanı sıra hastalarımızın bazı çevresel faktörlere dikkat etmelerini de istiyoruz. Örneğin eşleri yanlarında sigara içiyor. Hastalarımızın astımını tetikleyen dış faktörleri tanıması ve bunlardan kaçınması ilaç tedavisi kadar önemlidir. Hastalarımızın bilinçlenmeleri ve tedavi süreçlerini izlemelerini tavsiye ediyoruz. Güvenilir bilgi kaynaklarına başvurmalarını öneriyoruz. İlaç tedavisinde doktorun söylediklerini yapmaları gerekir. Başkalarının dedikleri değil, doktorun dediği önemlidir. İlaçları da reçeteye uygun olarak kullanmaları gerekir. Genellikle hastalarımızın tedavinin nasıl işlediğini anladıklarında tedaviye daha iyi uyduklarını görüyoruz. Hastalarımızın bunun uzun süreli ama kontrol edilebilir bir hastalık olduğunu unutmamaları ve hayatın içinde olmaları gerekir. Yeter ki hastaneye gelsinler, gelmeyen hastamız da çoktur” dedi.
Çelik, astım krizinin de tedavi edilebildiğini söyledi. Çelik, “Nefes darlığı normalden çok fazla arttığı zaman hastalar doktorlarıyla hemen iletişime geçerse kriz önlenir. İlaç tedavisine düzenli devam eden hastalarımızda kriz sayısı azalıyor. Hastalarımız endişelenmesin. Kimisi kriz geçirebilir, kimisi de geçirmeyebilir. Bu da onların elindedir” dedi.
KORTİZON KORKUSU
Çelik, pandemi döneminde astım hastalığını değerlendirdi.
“Pandeminin başında virüsün solunum yollarına zarar verdiği için astımlı hastaların daha ağır geçirecekleri düşünüldü ama bizim gözlemlerimiz böyle olmadı. Sonra da Covid-19’a yakalanan astımlı hastalarımız kötü bir duruma gelmediler. Kısa süreli öksürük ve nefes darlığı yaşayan hastalarımız oldu. Bunlar da kısa sürede iyileştiler. Ayrıca bizim kortizon dediğimiz ilaçları kullanan hastalarımız da var.”