Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Hakan Dur, özellikle 50 yaş sonrasında diz kireçlenmesi görülme sıklığının arttığını belirtiyor.
Ancak, geçirilmiş travma öyküsü olanlar, altta yatan romatizmal rahatsızlığı bulunanlar ve aşırı kilolu bireylerde bu durum daha erken yaşlarda da karşımıza çıkabiliyor.
Kireçlenmenin Nedenleri ve Belirtileri
Diz kireçlenmesi, diz eklemini örten kıkırdak yapının zaman içinde yıpranmasıyla ortaya çıkıyor. Bu yıpranma sonucunda kemik yapılar birbirine sürtünerek ağrı ve hareket kısıtlılığına neden oluyor.
Op. Dr. Dur, diz kireçlenmesinin sebepleri arasında geçirilmiş travmalar, anatomik bozukluklar, yaşın ilerlemesi, romatizmal rahatsızlıklar, aşırı kilo ve genetik faktörlerin etkili olduğunu ifade ediyor.
Ağrı, hareket kısıtlılığı ve bacaklarda şekil bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösteriyor.
Tanı ve Tedavi Yöntemleri
Tanı, hekim muayenesi ve gerekirse MR tetkiki ile konuluyor. Tedavi prensipleri hastalığın evresine göre değişiklik gösteriyor.
Erken dönemde kilo verilmesi ve egzersizler, ağrı kontrolü için fizik tedavi protokolleri ve ağrı kesiciler öneriliyor.
İlerleyen dönemlerde PRP, kök hücre ve eksozom tedavileri gibi ortobiyolojik yaklaşımlar etkili olabiliyor.
Korunma ve Önleme Yolları
Op. Dr. Dur, diz kireçlenmesinden korunmak için kilodan uzak durmanın, uzun süre diz üzerinde veya çömelerek iş yapmamak, diz çevresi kaslarını güçlendirici egzersizler yapmak ve altta yatan romatizmal rahatsızlıkların tedavisinin önemli olduğunu vurguluyor.
Ayrıca, düzenli egzersizler ve bacak kaslarını güçlendirme, hastalığın ilerlemesini yavaşlatıyor. Glukozaminler ve kolajen takviyeleri de bu süreci destekleyebiliyor.
Bu bilgiler ışığında, fazla kiloların diz sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak ve kireçlenme riskini düşürmek için sağlıklı yaşam tarzı seçimlerinin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.