Ozan Ömer Kadüker – Sosyal medya, okullarda öğrencilerin yarıştırıldığı videolarla dolu. Öğretmen, elinde kamerasıyla kimi zaman çocuklara matematik, genel kültür soruları soruyor kimi zaman ise şarkı, tekerleme söyleterek, oyun oynatarak onları yarıştırıyor. Paylaşılan videolar ise sosyal medyada milyonlarca kez izleniyor. Öyle ki bu videoları, TV programı izler gibi takip edenler, çocuklara fan hesabı açanlar, fotoğraflarına montaj yapanlar bile var.
Sınıfta huzuru bozuyor
Videolar, sınıf içerisinde de huzurun bozulmasına zemin hazırlıyor. Çünkü kimi çocuk çok sevilirken kimi ise ‘sıkıcı’ bulunuyor. Bazı kullanıcılar ise daha da ileri giderek çocukların fiziki görünüşleri, konuşma tarzları, kıyafetleriyle dalga geçiyor. Ayrıca bazı çocuklar için açılan hesaplar binlerce takipçiye ulaşmış durumda. Bu durum çocuklar arasında rekabete de neden oluyor.
Çocukların videolarının binlerce hesap tarafından paylaşıldığını aktaran Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş, “Çocuklar adına onların bilgisi olmadan hesaplar açılıyor. Bu hesapları takip eden sapıklar da var. Videoların altında argo cümleler, küfürler, alaylar yer alıyor. O yorumları o çocuğun veya akranlarının, ailesinin okuduğunu düşünün?” dedi.
Zorbalığa uğruyorlar
Çocukların videolarının yıllarca sosyal medyada kalacağına dikkat çeken Kızıltaş, “Çocukların dijital ayak izi her yere yayılıyor. Bu videolar nedeniyle çocuktan bağımsız bir çocuk büyüyor, dijital kimliği oluşuyor. Çocuk büyüse de videolar ve uğradığı siber zorbalık her zaman kalacak. Ayrıca sınıf içerisinde bir kısmı ders yapıyor, bir kısmı video çekiyor. Videoya katılmayan öğrenciler dışlanmış oluyor. Bu gruplaşmalar da sınıfta akran zorbalığını tetikliyor” diye konuştu.
Videolar için genelde velilerden izin alınmadığını, alınsa dahi bu videoların yaratabileceği riskler konusunda velilerin yeterince bilgilendirilmediğini kaydeden Kızıltaş, Milli Eğitim Bakanlığı’nın fenomen öğretmenler konusunda harekete geçmesi gerektiğini aktardı.
Psikolojik etkileri var
Videoların çocuklara psikolojik etkileri hakkında bilgi veren Uzman Klinik Psikolog İrem Ezici ise “Çocuklar her ne kadar çekilen videolarda dışarıdan heyecanlı ve keyifli gözükse de iç dünyalarında bu farklı etkiler yaratabilir. Videolarda çocukların yüz ifadelerine ve beden dillerine dikkat ederseniz bazı çocukların tedirgin ve kaygılı olduğunu anlayabilirsiniz. Bu tarz yarışmalar, videolar hem kısa hem uzun dönemde çocuğun psikolojik gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir” ifadelerini kullandı.
Videoların sosyal medyada yer almasının çocuk hakları ihlali olduğunu kaydeden Ezici, şunları söyledi: “Çocuk, çekilen videonun kendisinde nasıl bir etki yaratacağını, yıllar sonra karşısına çıktığında nasıl hissedeceğini o anda bilemeyebilir. Bunu yönetecek kişi öğretmendir. Bu sebeple öğretmenin bu gibi videolar çekmemesi, çekmeye teşvik etmemesi gerekir. Çocuklar arasında eşitlik ve hoşgörü ilkelerine dayanarak herhangi bir video, ses kaydı alınmadan doğal bir şekilde bu oyunların oynanması çocuklarda performans kaygısı oluşmasını minimum seviyeye çekecektir.”